Türkiye'de son günlerde yaşanan gelişmeler, korku imparatorluğu ve zorbalık konularını gündeme taşıdı. Siyasi liderler, bu durumu eleştirerek, toplumda yaşanan adaletsizliklere dikkat çekti. Gerekçelerde anlam karmaşasının yaşandığını vurgulayan Gürel, mevcut durumun geçmişle kıyaslandığında daha da kötüleştiğini ifade etti. Bu bağlamda, 12 Eylül döneminin savcılarının kararlarında en azından işi kitabına uydurmaya çalıştığını belirtti.
Gürel, “Şimdikiler işi tepedekinin sözlerine uydurmaya çalışıyor. Tiranlık, hile ve aldatmanın katıldığı ve zorbalıkla yürütülen bir rejimdir. Tiranlıklarda hile ve aldatmayı yok edince geriye sadece zorbalık kalır” dedi. Bu ifadeler, mevcut siyasi iklimin ne denli sorunlu olduğunu gözler önüne seriyor.
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Eryılmaz, teğmenlerin yaptıklarında bir sorun olmadığını belirtti. Ancak, memlekette yasa kalktığı için her şeyin suç sayıldığını vurguladı. Eryılmaz, çocukların kime kılıç çektiklerini belirttiklerini ifade ederek, “Türk ulusunun namusuna ve vatana kastedenlere” dediklerini aktardı. Bu durum, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Eryılmaz, “Niye bundan rahatsız oldular? Suçla ceza arasında tutarsızlık var. Hâlâ camikışla kavgasını sürdürüyorlar. Artık iktidarın, halkta rıza oluşturmak için ellerinde şiddetten başka bir şey kalmadı” şeklinde konuştu. Bu sözler, toplumda yaşanan adaletsizliklerin ve iktidarın tutumunun sorgulanmasına neden oldu.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, bu kararın cesur teğmenlerin onur madalyası olduğunu ifade etti. Türkoğlu, “Bu karar aslında ülkemizdeki gözaltı ve tutuklamaların bir anlamda devamı ve ‘korku imparatorluğunun’ koltuk kaygısının had safhaya yükseldiğinin çok açık bir göstergesidir” dedi. Bu açıklamalar, siyasi atmosferin ne denli gergin olduğunu ortaya koyuyor.
Türkoğlu'nun ifadeleri, toplumda korku ve endişenin hâkim olduğunu gösteriyor. Korku imparatorluğu kavramı, iktidarın muhalefeti susturma çabalarını simgeliyor. Bu durum, toplumda adalet arayışını daha da derinleştiriyor. Siyasi tartışmaların artması, gelecekteki gelişmelerin ne yönde ilerleyeceği konusunda belirsizlik yaratıyor.